1. Milliyetçi / ülkücü seçmenler
2. Yurtdışı seçmenler
Gelecekte referandum kampanyasının arka planını ve son bir kaç ayda olan bitenleri analiz etmek isteyen yorumcular ve araştırmacılar, özellikle bu iki grubu motive edebilecek ne çok çaba, retorik ve kampanya ürünü geliştirildiğine odaklanmak zorunda kalacaklardır.
Hollanda ile sudan sebeplerle bir anda yaratılan suni savaş atmosferi, Almanya’ya ve diğer batılı ülkelere dönük “Nazi bunlar” söylemleri, batı medyasının attığı Erdoğan karşıtı manşetler ve kapakların kampanya sürecindeki aşırı kullanımı ve daha pek çok detay bu nedenle haftalarca mitinglerin ana gündemi oldu.
Profesyonel tarafta ise duyguların, hamasi milliyetçiliğin ve muhafazakar değerlerin boca edildiği onlarca işin yanında bir özel örnek var ki, mutlaka bilinmeli, görülmeli, kayda alınmalı.
“Türkiye Türkiye’den büyüktür” şeklinde formülize edilen, milliyetçi seçmen kitlesine damardan dokunmayı hedefleyen bu söylem ve retorik şu filmle ve onun kısa versiyonlarıyla görücüye çıktı:
Sadece milliyetçi/Türkçü bir Turan idealini değil, topyekün bir İslamcı Turan fikrini pompalayan ve mesaj olarak Türkiye’nin tüm İslam coğrafyasının hamisi ve abisi, Erdoğan’ın da bu coğrafyanın asli lideri olduğunu bizlere anlatmaya çalışan bu kampanya, Evet cephesinin yancı birliği olarak sahaya sürüldü. Milliyetçiler ile gurbetçilerin iknasının hedeflendiği bu yüksek maliyetli prodüksiyonların ortaya koyduğu kaba söylem ne kadar karşılık gördü henüz bilmiyoruz.
Ancak bu çabaların, önce Barzani‘nin son ziyaretinde Ankara’da, ardından da Kerkük’te gönderlere çekilen Kürdistan Bayrağının neden olduğu reflekslerde anlamından bir şeyler kaybettiğini söyleyebiliriz. Tam bu refleksler unutulmaya yüz tutmuşken Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Mehmet Uçum’un “Halk gümbür gümbür kendi devletini kuruyor” ve Şükrü Karatepe’nin “Eyalet sistemi” çıkışlarıyla bu çabaların tümden işlevsizleşeceğini dahi iddia edebiliriz.
Çünkü, bu gelişmelerin ardından Devlet Bahçeli‘nin referanduma 48 saat kala Star TV’deki canlı yayında ortaya koyduğu beklenmedik tavrın önemli bir kilometre taşı olabileceğini öngörebiliriz. Sonuçta “Evet cephesinde” kalmaya devam eden milliyetçi seçmenlerin dikkate değer bir bölümünün seçime 2 gün kala “Hayır kampına” geçebileceğini bekleyebiliriz.
Profesyonel siyasi danışmanlık alanının kurucu babalarından Joe Napolitan bu gibi durumlar için “Kendi kendinizi bitirmeye çalışmayın!” der ve eklerdi “Bu basit kuralın ne kadar çok ihlal edildiğini görmek çok şaşırtıcı.”