Sevgili Necati Abi,
Bu satırları yazarken kalemin ucu biraz buruk, biraz öfkeli ama yüreğimin en derininden gelen bir dayanışma duygusuyla yazıyorum. Seni, düşüncelerini, fikirlerini, yazılarını özleyen biri olarak yazıyorum bu mektubu. Ve inancımı kaybetmeden senden gördüklerime ve öğrendiklerime yaslanarak…
Bu ülkede hakikati yüksek sesle söylemenin bedeli her dönemde ağır oldu. Ama senin gibi insanlar sayesinde, o hakikat zamanla su gibi yolunu buldu, taşları oya oya ilerledi. Bugün yaşadığın şeyin sadece sana değil, bu ülkede doğruya iyiye ve dürüst bir geleceğe inanan herkese verilmiş bir gözdağı olduğunun farkındayım. Ama aynı zamanda biliyorum ki, sen bu günleri atlatarak değil, bu günlere dair sözü en gür söyleyecek insanlardan biri olarak geri döneceksin.
Seninle yollarımız 2019’da kesişti. O süreçte sende gördüğüm şey; teknik bilgiden, kampanya stratejisinden, siyasal analizden çok ötede bir şeydi: bir inanç. Bu ülkenin daha iyi bir yer olabileceğine, insanların daha onurlu bir hayatı hak ettiğine, siyasetin kirli ellerden çıkıp halkın sofrasına dönebileceğine duyulan gerçek bir inanç. Bu beni çok etkilemişti. Çünkü sen sadece bir danışman, bir iletişimci değil, aynı zamanda derin bir siyasi vicdan taşımaktasın.
Seninle konuşurken hep şunu hissettim: söylediklerin sadece bugüne dair değildi. Türkiye’nin siyasal hafızasına toplumsal değişim dinamiklerine, bu halkın ruhuna dair çok daha geniş, çok daha kavrayıcı bir bakışın vardı. O yüzden bu mektubu sadece bir selam olarak değil, aynı zamanda bir tanıklık olarak yazıyorum. Tanığım ki, sen bu ülkenin karanlık günlerinde ışık tutan adamlardan birisin.
Şimdi ise biliyorum, içeride zaman daha yavaş akıyor. Günler birbirine benziyor. Zihin, dışarıdan gelen bir haber kırıntısına, bir satıra, bir sese tutunmak istiyor. Bende bu satırlarla, dışarıdaki bir dost olarak sana tutunmak istedim. Fikirlerine, düşüncelerine ve duruşuna ve tekrar aramızda olacağına olan inancıma.
Seni içeride susturmak isteyenler, aslında dışarıda söylenen sözlerden korkanlar. Ve biz, dışarıda kalıp da hala konuşabilenler, bunun ne kadar değerli ve sorumluluk taşıyan bir ayrıcalık olduğunu biliyoruz.
Lütfen unutma: seni düşünen, seni bekleyen, yeniden fikirlerinle ve düşüncelerinle yol almak isteyen birçok insan var. Bende onlardan biriyim. Ve inanıyorum, bu mektubu bir gün birlikte yeniden okuyacağız. Belki bir seçim gecesi, belki bir yemek sonrası, belki sadece sıradan bir çay masasının etrafında.
Kendine iyi bak Necati Abi. Umudunu, sağlığını, inancını koru. Burası seni unutmuyor. Ve biz… bizler seni unutmuyoruz.
Güzel günlerde yeniden görüşmek dileğiyle,