AKP‘nin kampanyasına geç başlamasının nedeni, seçmenin karşısına çok iddialı bir programla çıkmak olabilir demiştik.
Referandumdan sonra tüm AKP sözcüleri ve kalemleri zihnimize şu algıyı kazımaya çalışıyorlar. “Bizim düşündüğümüz seçim, bu seçim değil. Biz bu seçimi çoktan aştık, çoktan kazandık. Biz bu seçimde alacağımız sonuçla 2023’ü de içine alan tüm seçimleri kazanmanın peşindeyiz.”
AKP’ye yakın kaynaklarda yazılıp çizilenlerden okunan hedef özetle şöyle: “AKP’nin hedefi mümkünse anayasayı tek başına değiştirebilecek bir çoğunluğa erişmek. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini 2012’de değil, 2014’te yapmak. Recep Tayyip Erdoğan’ın 3’üncü dönemini iktidarda ve Başbakan olarak tamamlamasını sağlamak. Bu sürede yeni anayasayı hazırlamak. Başkanlık veya yarı başkanlık sistemine geçmek. 2014’te de ise Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı/ Başkan olmasını ve 10 yıl (iki dönem 5 artı 5) Cumhurbaşkanı/Başkan kalmasını sağlamak. Özetle bu seçimlerden elde edilecek sonuçla 2024’e kadar olan siyasi fotografı tamamlamak.”
Açıkça okunduğu gibi bu bir siyasi mühendislik projesi. Türkiye’nin önümüzdeki 14 yılıyla ile ilgili bir kurgu. Öyle isteniyor ki, seçmenler bu seçimlerde 4 yıl için oy vermesinler, 13-14 yıl için oy versinler.
Doğrusu adım adım yaklaştığımız AKP’nin bu kurgusunu bozabilecek bir rakip te şu an ufukta gözükmüyor. Bu kurguyu ancak MHP’nin % 14-16 bandına ulaşması, CHP’nin ise % 33′ün üstüne ulaşması ihtimali bozar. Neden? Çünkü, iki muhalif partinin toplamda % 48’in üstünde oy alması, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2012’ye alınmasını sağlar.
Zira, 12 Haziran Genel Seçimlerinde CHP yüzde 33’ün üzerine çıkması demek, bir sonraki genel seçimlerin muhtemel galibi demek olur. Böylesi bir sonuçla da, hiç kimse Cumhurbaşkanı/Başkan olma hedefini erteleyip riske giremez ve bu kurgunun yenilemesi ihtiyacı kendiliğinden doğar.