Bana göre ideal cumhurbaşkanı, mümkün olduğunca genç, dışarıya açık ama mutlaka devlet kökenli olmalı.
Devletten geliyor olmak bu ülkede bir dezavantaj gibi algılansa da, sistemin içinde yetişmiş ve çarkların nasıl işlediğini iyi bilen bir cumhurbaşkanının herkes için kolaylaştırıcı bir tarafı olur diye düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, her nekadar 1923’te kurulmuş olsa da, gelenekleri ve teamülleriyle çok daha köklü bir yapı. Bu yapıyı bilmeyen, onun mekanızmalarını algılayamamış bir cumhurbaşkanının işinin çok kolay olmayacağını düşünüyorum. Bu tür bir adayın yaşayacağı öğrenme zamanının maliyetinin yüksek olacağından korkarım.
Bu nedenle sanatçı, yazar, işadamı kökenli olabilecek adayların her ne kadar parlak bir fikir gibi gözükse de rasyonelinin olmadığını düşünüyorum.
Bence yeni cumhurbaşkanının siyasetin dışında da aranmaması gerek. Devlet tecrübesi tek başına önemli ama bu makam için herşey demek değil. Devletin içinde yetişmiş ve siyasetin de rahle-i tedrisinden geçmiş bir cumhurbaşkanı en doğrusu…
80 yılı aşkın tarihimize baktığımızda etkin olmayı başarabilmiş cumhurbaşkanlarının bu ikili özelliğe sahip olduğunu görebiliriz. Atatürk, İnönü, Özal ve Demirel böylesi örnekler.
Bugünkü dünyanın gereklerini gözönüne aldığımızda ise cumhurbaşkanı adayımız için ilave olarak yeni dünya düzenini, yeni matrixi algılamış olmak, hoşgörülü ve birleştirici olabilmek gibi özellikleri de sıralamalıyız.
Ülkedeki iklim de gözönüne alındığında bugün için asıl değerlendirmenin Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı ile ilgili olduğunu düşünüyorum.
Benim şahsi kanaatim şu: AKP içinde Recep Tayyip Erdoğan’dan daha güçlü bir cumhurbaşkanı adayı yok. Bu makamı herhangi bir AKP’liden daha etkin hale getirir Erdoğan; ama doğal olarak daha da tartışmalı! Adı geçen diğer tüm adaylar, cumhurbaşkanlığı görevini daha iyi icra edebileceklerinden değil, bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın sistemle ve demokrasiyle kavgalı olduğuna inanılan bireysel geçmişinden ve “eş durumundan” dolayı dillendiriliyorlar.
Hangi sürecten; hangi çatışma yada anlaşmalardan geçerek seçileceğinden bağımsız olarak şunu rahatça söyleyebiliriz ki, mevcut başbakanın cumhurbaşkanlığı makamına seçilmesi projesi gerçekleşirse, o makam bir başka makam olacak. Cumhurbaşkanlığı, daha önemli bir “Power House” olacak. Daha az sembolik, daha çok icrai bir makam gibi yeniden konumlanacak.