Dikkat çekmek bir slogan için gereklidir ama yeterli değildir. |
Akşam saatlerinde iş çıkışında Taksim civarında olduğunuzu düşünün. Taksim Meydanı’ndan İstiklal’e doğru ilerliyorsunuz. Karşıdan mahşeri bir kalabalık size doğru geliyor. Farklı cinsten, farklı hayat tarzlarından, farklı inanışlardan, farklı boy ve kilodan binlerce insan… Belirli bir ritimle size doğru akan bir büyük sel… Aynı şekilde, sizinle aynı yönden karşı tarafa doğru yürüyen bir o kadar insan…
Genellikle o yüksek ritimde size doğru ilerleyen kalabalıkta gördüğünüz insanlar hafızanızda yer etmez, dikkatinizi çekmez. Gördüğünüz an, gördüğünüz kişileri unutursunuz. O büyük kalabalığın içinde ancak herhangi türden çekiciliğe sahip birileri olursa fark edersiniz.
Diyelim ki, size doğru yürüyen son derece şık, kıpkırmızı elbiseli, siyah güneş gözlüklü, zarif bir şapka ve ince topuklu ayakkabı giymiş genç ve güzel bir hanım, yürüyüşündeki ve tarzındaki incelikle kalabalıktan sıyrılabilir ve sizin dikkatiniz çekebilir. Kendisine bakmanızı sağlayabilir.
Sloganın ilk görevi
İşte, bir kampanyada sloganının ilk görevi budur. Hedef kitlesinin dikkatini çekmek. Binlerce mesajın arasından sıyrılıp kendisine baktırmak, konuşturmak…
İlk görevi bu olsa da, nihai başarı için bu özellik yeterli değildir.
Çünkü, yanlızca güzel ve doğru olan değil, yanlış ve çirkin olan da dikkat çekici olabilir. İstiklal Caddesi benzetmesinden devam edecek olursak, pekala kötü giyinmiş, bakımsız ve çirkin bir kadın da – örneğin eteğini kaldırarak – o mahşeri kalabalık içinde dikkatinizi çekebilir. Demem o ki dikkat çekmek bir slogan için gereklidir, ama yeterli değildir.
Doğru bir slogan nasıl olur?
Bir seçim kampanyasında slogan en az şu üç unsurla uyum içerisinde ise doğru bir slogandır:
- Adayın kişisel özellikleriyle
- Kampanyada ortaya konulan fikir ya da vaatleriyle
- Seçmenin beklentileriyle
Tabii bir sloganın doğru olması yetmez. Aynı zamanda etkili olması da beklenir. Bir sloganın etkili olabilmesi için de samimi, cesur, net, farklı olmak gibi daha psikolojik ve sübjektif özelliklere sahip olması gerekir. Sloganın çağın gerisinde olmaması, zamanın ruhunu güçlü biçimde yansıtması gerekir.
Slogan ve logo takıntısı
Tek başına slogan veya logo bir adaya seçim kazandırmayacağı gibi, seçim de kaybettirmez. Slogan (ve bazen de logo) sadece adayın stratejisinin daha kolay anlaşılmasına yardım edebilir. Bununla birlikte, siyasiler bazen slogan ya da logoya kendilerini o kadar kaptırırlar ki, onun her televizyon spotunda, her radyo spotunda, her broşürde, her ilan ya da afişte kullanılması konusunda ısrar ederler.
İşe yaradıkları yerlerde slogan ve logonun kullanılması doğrudur. Ama eğer bir yerde gereksiz görünüyorlarsa, kullanmanın bir anlamı yoktur.
Mesaj açık ve net olmalıdır
Eksiksiz bir stratejinin bir parçası olarak slogan, ya belirli hedef gruplara ya da seçmenlerin tamamına iletilecek doğru mesajı içeriyor olmalıdır.
Bununla birlikle mesaj ne olursa olsun, herkes tarafından anlaşılacak açıklıkta ve netlikte olmalıdır. Eğer kampanyanın sonunda seçmenler, adayın kendilerine ne söylemeye çalıştığını hala anlayamıyorsa bu – seçmenlerin değil – adayın hatasıdır.
Üç aday üç slogan
Şimdi bunları dikkate alarak adayların şu sloganlarını değerlendirin. Ve hangi sloganın daha doğru ve etkili olduğuna seçmen olarak siz karar verin:
- Recep Tayyip Erdoğan:“Yeni Türkiye yolunda. Milli irade, milli güç.”
- Ekmeleddin İhsanoğlu:“Ekmek İçin Ekmeleddin.”
- Selahattin Demirtaş: “Bir Cumhurbaşkanı düşünün ayrımcılık yapmıyor, birleştiriyor, barıştırıyor.” “Bir Cumhurbaşkanı düşünün bağlamadan başka bir şey çalmıyor.”
Radikal – Yeni Akıl, 16 Temmuz 2014, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/necati_ozkan/hangi_adayin_slogani_daha_dogru-1202114