“Emanetçi”li bir CHP ile herkes kaybeder

Deniz Baykal’ın geçen hafta yaptığı istifa konuşmasından başlayalım: İçeriğini nasıl buldunuz o konuşmanın?

Bence gelecekte de örnek gösterilecek bir konuşmaydı. Gerçi içinde bir insan olarak Deniz Bey ne hissetti, bir aile reisi olarak neler yaşadı gibi samimi ve insani duygular olsaydı daha iyi olabilirdi, ama genel itibarıyla beğendim. Bir kere insanlar ilk kez bugüne kadar gördükleri Baykal’dan daha farklı bir Baykal gördüler. İlk kez “Baykal da mağdur” dediler; “O da bizden birisi…” Siyasette en çok kazandıran şeylerden biri bu hissi verebilmektir zaten.

Yani Baykal kazandı mı diyorsunuz?
Bakın, Başbakan Erdoğan’ın son sekiz yılda yaptığı iki önemli hareket var ki, AKP’yi zıplattı. Biri e-muhtıra sürecindeki hükümet tavrı. E-muhtırayı izleyen iki hafta boyunca AKP oyları yüzde 50 küsura çıktı. İkincisi “One Minute” refleksi. Yüzde 30 küsurlardayken bir anda 51’e fırlamıştı. Buna benzer bir durum şu anda CHP için var. Yüzde 50’lerden falan bahsetmiyorum, ama CHP rutinin çok üzerine çıktı. Deniz Bey’in açıklamasının olduğu gün ve hafta pek çok insan Deniz Bey’le ve CHP’yle ilgili duygularını değiştirdi.

Baykal dönerse ne olur?

Peki bu tabloya bakıp Baykal dönerse ne olur?
Basın açıklamasındaki iddialarını bu bir hafta içinde kanıtlayabilir de dönerse büyük patlama yapar. Aksi halde risk çok yüksek. Yani insanların Deniz Bey’in o açıklamasındaki samimiyetine artık güvenleri kalmaz. Şu anda mağdur ve “Türkiye’nin bir kısmının kahramanı” konumundayken, her şey tam tersine dönebilir.

Kendi yerine birini işaret ederse?

Zaten Deniz Bey’in iradesi açığa çıkmadan bu kurultay epey zor geçecek.

O iradenin henüz açığa çıkmaması ne anlama geliyor sizce?
Belki de aklında bir isim vardır, ama yıpranmaması, erkenden parti içi mücadeleler olmaması için açıklamayı geciktiriyordur.

Birini işaret ederse, o işaret ettiği kişinin bir “emanetçi” olma olasılığı sizce ne kadar?
Bence en zayıf ihtimal bu, çünkü en kötü senaryo bu. Bir kere emanetçinin emanetçi olacağını herkes bilir ve böyle bir CHP’yle de herkes aynı anda kaybeder.

Peki sizce Baykal kontrol altında tutacağı bir CHP’yi mi tercih eder, yoksa sözünü çok geçiremeyeceği, ama güçlü bir CHP’yi mi?
Deniz Bey şu an tam bir yaralı aslan. Dolayısıyla tüm yaralı aslanlar gibi bir tarafa sığınıp köşesinde kalmayacak, çarpışacak. Çarpışmak için ise arkanızda gücün olması lazım. Oysa emanetçi zayıf bir genel başkanın yöneteceği bir CHP’nin, Deniz Bey’in genel başkanken yönettiği CHP’den çok daha zayıf olacağı aşikâr. Bunu isteyeceğini zannetmiyorum, bu rasyonel değil.

İddiayı çürütebilirse…Sizce kasete rağmen 2012’de cumhurbaşkanı olabilir mi?
Aslında tam da bundan sonra olabilir. Eğer aleyhindeki iddiayı çürütebilirse, muazzam bir lider ve bir devlet adamı olarak çıkar bu krizden.

Kanıtlayamasa da 2012’ye kadar unutulmaz mı?
Bir reklamcı var, Bill Bernbach diye… O der ki “Tüketiciyi gerizekâlı sanmayın, sizin eşiniz de bir tüketici.” Nasıl İSKİ yıllarca unutulmadı, bunu da kimse kolay kolay unutmaz.

Sizce yeni bir İSKİ olmasına izin vermeden atlatabilmenin yolu?
Bu kurultaydan yenilenerek çıkmak.

Kimle?
Ben kimle olduğunu değil, ama nasıl biri olduğunu söyleyeyim: Bakın bir siyasi lider sahneye ilk çıktığı anda ya sevilir ya da sevilmez. İlk gün seviliyorsanız hep sevilirsiniz. İlk gün sevilmediyseniz bir daha sevilme şansınız çok kolay değildir. Düşünün şu anda dünyanın her yerinde pek çok lider ya da lider adayı var. Hepsi de son derece akıllı ve hırslı. Ama tek başına bu çalışmıyor. O ilk andaki sevgi algısı var ya, o olmadan diğerleri yetmiyor. Dolayısıyla CHP’nin nasıl bir liderle yenilenmesi sorusunun yanıtı da bence bu. Siyaset sahnesine çıktığı ilk andan itibaren sevilen bir liderle…

Milliyet Gazetesi, Devrim Sevimay ile Soru-Cevap, 17 Mayıs 2010

Üçümüz de aynı fikirdeyiz!

17 Mayıs 2010

İki Türkiye derin çizgilerle ayrıldı

17 Mayıs 2010