İhsanoğlu’nun kampanya sloganı şaşkınlık yarattı |
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki pozisyonu kamuoyunda tam olarak algılanamadı.
Bu tercih daha çok seçimi kazanmaya veya oy oranlarını artırmaya odaklı bir pozisyon olarak algılandı.
Oysa Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi, CHP’nin, muhafazakar seçmen kesimleriyle ve onların değerleriyle bütünüyle barışık, daha büyük bir kitle partisi olma iradesinin bir ifadesidir.
İhsanoğlu’nun adaylığı aynı zamanda, CHP’nin kendisine kronik olarak uzak ve hatta düşmanlaştırılmış kesimlere uzattığı çok değerli bir dostluk elidir. Toplumsal huzur ve barış adına yapılmış, tarihi bir sağduyu çağrısıdır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu ne olursa olsun CHP bu sağduyulu tavrını sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.
Yeni bir tavır değil
Aslında, CHP’nin bu konudaki tavrı yeni değil. Bu yöndeki iradenin ilk yansımaları 2011 Genel Seçimlerinde görülmüştü. CHP, merkez sağ kökenli bazı isimleri ilk kez o tarihte bilinçli olarak aday göstermişti. Ardından, 30 Mart Yerel Seçimlerinde bu tavır daha belirgin hale geldi. Ve sadece merkez sağ kökenli adaylar değil, MHP ve AKP’den gelen adaylar da CHP listelerinde kendilerine yer buldu.
Kendi parti tabanında dahi tam olarak anlaşılamayan bu tavır, o tarihte ve sonrasında entellektüel dünyada “CHP sağcılaşıyor” şeklinde yorumlandı.
CHP’nin bu yönelişi temel olarak şu tespite dayanıyordu: “Türkiye’yi yönetmekte olan siyasi heyet, kendi ikbali için toplumsal barışı dinamitliyor; ülkeyi kutuplaştırıyor. Sonuçları baştan control edilemez bir girdaba doğru hızla çekiliyoruz. CHP bu konuda pozisyon ve insiyatif almalıdır. Çünkü bu tehlikeli gidişi durdurabilecek yegane güç CHP’dir.”
“Türkiye’nin Birleştirici Gücü”
Tüm bu sürece yönelik bir çare olarak CHP, kendisini “Türkiye’nin Birleştirici Gücü” olarak yeniden konumladı. Bu konumlama Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından 30 Mart Yerel Seçimlerinden üç ay kadar önce şöyle dile getirmişti:
“Modern tarihimiz boyunca ne zaman ulusal birliğe ihtiyaç olsa, adres hep CHP olmuştur. (…) CHP son yıllarda attığı adımlarla, Cumhuriyet değerlerine sarsılmaz bağlılığından ve sosyal demokrasinin temel ilkelerinden hiçbir taviz vermeden, özünü koruyarak kendini yeniledi, geliştirdi. Cumhuriyeti kuran parti olduğu kadar, halkın da partisi olduğunu gösterdi. Kapılarını Türkiye’nin bütün renklerine, bütün kesimlerine, bütün sessizlerine ve kimsesizlerine açtı.”
30 Mart Yerel Seçimleri ve “toplumsal barış” vaadi
Bu bakışın bir yansıması olarak CHP, 30 Mart Yerel Seçim kampanyasında çok basit bir fikirle “toplumsal barış hali” vaat etti. CHP’nin “Hayat Bayram Olsa” filminde MHP, AKP, TDH, DSP kökenli belediye başkan adayları, CHP parti teşkilatından yetişen adaylarla birlikte umut ve iyimserlik aşılayan bir şarkıyı birlikte seslendirdiler.
“Hayat Bayram Olsa” filmi hem siyasetin insani ve demokratik yönüne güçlü bir vurgu yapıyor, hem de ülkenin içinde bulunduğu siyasi gerginlik ve aşırı kutuplaşma iklimi içerisinde net bir siyasi duruşu ifade ediyordu.
İhsanoğlu’nun aday gösterilmesinin stratejik anlamı
İşte bu duruşun bir devamı olarak CHP’nin, MHP ve parlamento dışı üç siyasi partiyle uzlaşarak Prof. İhsanoğlu’nu aday göstermesi, ülkenin görünür gelecekte tehlikeli maceralara sürüklenmesine karşı kuvvetli bir refleks olarak okunmalıdır.
İhsanoğlu’nun adaylığı, dindar insanların da küresel değerleri temsil edebileceğini bize yeniden hatırlatıyor.
Tüm adaylık süreci ve kampanya zorlukları dikkate alındığında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Prof. İhsanoğlu’nu aday göstererek partisinin ülkede ortak huzuru yeniden kuracak adres olmasını istediğini net biçimde göstermek istiyor.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun CHP tarafından aday gösterilmesi bu nedenle önemlidir. Ve seçim sonucunda İhsanoğlu’nun alacağı oydan çok, ülkemizin geleceği ve ortak huzuru adına yapılmış stratejik bir tercihtir.
Radikal- Yeni Akıl, 11 Temuz 2014, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/necati_ozkan/chp_ekmeleddin_beyi_neden_aday_gosterdi-1201312