Kampanyalar kararsız gözüken % 15-20 oranındaki seçmen için yapılır.


Partiler bugünlerde seçim bildirgelerinde son rötuşları yapıyor. Seçmenler beyannamelere ne kadar bakıyor? Seçim kampanyalarında hangisi daha etkili; beyannameler mi, vaatler mi?
Beyannameler seçmenlerin tamamı için hazırlanmaz. Beyannameler bir durum tespiti ve o tespite ilişkin çareler manzumesidir. Sizin beş yıllık yol haritanızı ortaya koyar. O yol haritası içinden 4-5 tanesini, bazen 1- 2 tanesini ön plana çıkararak bir kampanya yaparsınız.  
Türkiye’de seçim kampanyaları son iki aya sıkışıyor. Bu nedenle de sadece yüzde 15’lik, bilemediniz yüzde 20’lik bir seçmeni hedefliyor. 
Bütün demokrasilerde (bizim ülkemiz de dahil) pek çok araştırma ortaya koymuştur ki, seçmenlerin yüzde 80’i seçimden altı ay önce kararlarını veriyor. Yani kararsız ya da sandık başına gitmeyeceğini söyleyenlerin oranı yüzde 20 civarındadır.
Bu oranın arttığı söyleniyor… 
Bu konuda iki farklı sonuç ortaya koyan araştırmalar var. Bir kısmı kararsızların yüzde 10’a indiğini söylerken, bir kısmı yüzde 25’lerde olduğunu söylüyor. 
Ben yüzde 20’lik bir seçmen kitlesinin sandık başına gitmeyecek veya hala kararsız olan seçmen kümesinde olarak değerlendirilebileceğini düşünüyorum. Bu oran da az buz bir oran değil. Neredeyse bir ana muhalefet partisi oyu kadar olan bir toplam oydan bahsediyoruz. 
Seçim kampanyaları bu yüzde yirmiden pay almak adına yapılır. 
Yürütülen kampanyalar seçimlerin sonucunu ne kadar etkiliyor? 
Tümden etkilediğini kolay kolay söyleyemeyiz. Dünyanın çeşitli ülkelerinde normal bir seçim kampanyasının maksimum yüzde 4’lük bir oy kaymasına neden olduğu görülmüştür. Dolayısıyla örneğin bir partinin oyu yüzde 20 ise, bunun yüzde 24’de çıkabileceğini görebiliriz ama kampanyayla o partinin oylarını yüzde 30’lara çıkarma ihtimali yoktur. 
Çünkü insanlar partinin, parti liderinin seçimlerden çok önceki politikalarına, kararlarına, uygulamalarına ve konuşmalarına bakarlar. Ve kararlarını çok önceden verirler. O açıdan geriye kalan son kararsız seçmen bölümü için bu mücadele yapılır. 
Doğrusu, yapılmak da zorundadır çünkü bazen yüzde 2, hatta yüzde 1 farklarla bile onlarca koltuk bir partiden diğerine geçebilir. 
6 Nisan 2015 – Evrensel Gazetesi’nden Serpil İlgün ile röportajdan…

Bir araştırma şirketinin "seçimleri şu parti kazanacak" demesiyle o parti kazanmaz

6 Nisan 2015

Rejimin değişmesi korkusu HDP'nin barajı aşmasına yardım edebilir...

6 Nisan 2015