Eğer bu son nedenle CHP’nin oyları ciddi bir inişe geçer, parti giderek etkisizleşirse, birinci şık: “Türkiye Kürt, türban, anayasa vs. bütün sorunlarını daha kolay çözebilir, çünkü bir engel ortadan kalkmış olur”?
Tam tersi olur. Demokrasi sonuçta bir check-balans sistemi. Türkiye’de terazinin bir kefesi zaten epeydir çok havada duruyor, bunun düzelmesi yerine bir de diğer kefe tamamen boşalırsa bütün sistem altüst olur.
Peki, ikinci şık: “CHP düşerse yeni bir sol partinin önü açılır”?
Her siyasi parti bir toplumsal ihtiyaçtan çıkar ve toplumsal ihtiyaç var olduğu sürece o siyasi parti yaşamaya devam eder. Eğer CHP toplumsal ihtiyaç olmaktan çıkarsa o boşluğu bir başka gücün dolduracağı kesin. Ama şunu da görüyoruz: Halihazırda CHP’nin dışında sekiz tane başka kendisini sol, sosyal demokrat olarak tanımlayan yapı var Türkiye’de ve onlara ilgi yok; neden? Çünkü beğenilmese de sol ve sosyal demokratların ana akım partisi hâlâ CHP.
Üçüncü şık: “MHP ana muhalefet partisi olur”?
Gayet tabii ki, Türkiye her an daha sağa kayabilir, bunun dinamiği şu anda da var zaten. Eğer CHP bu süreçten güçlü çıkmayı beceremezse, onun yerine kurulacak herhangi bir sol partinin kendini anlatması, liderini programını kabul ettirmesi zaman alacağından, hele de erken bir seçime gidilirse, MHP’ye kayışlar büyük olur. Bu seçmen kaymalarını zaten son yerel seçimde de gördük.
Hele Kürt sorunu tartışması üzerinden bir seçime gidilirse?
Aynen öyle ve asıl tehlikeli hat işte bu. Kutuplaşmanın ekseni tamamen Türk-Kürt meselesine oturur, ki buradan da en fazla kazanan Ak Parti değil, MHP ile BDP olur.
Dolayısıyla bence CHP’nin göz ardı edilemeyecek, çok önemli bir misyonu var ve bu kurultayda görev alacak herkesin siyasi liderlerini, hatta CHP’yi değil, Türkiye’yi düşünerek bir karar vermesi lazım. Çünkü bir an önce yaşayabileceğimiz en maksimum toleransla birbirimizi kabul edebileceğimiz bir Türkiye’yi inşa edebilecek güçlü bir CHP lazım.
Milliyet, Devrim Sevimay ile Soru-Cevap, 17 Mayıs 2010